22 Nisan 2025 Salı
İstanbul 2. Asliye Ceza Mahkemesi’nde görülen duruşmada, sanatçı İlyas Salman’ın Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’a hakaret suçlamasıyla yargılandığı davada karar çıktı. Duruşmada, Salman’ın avukatı ile Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın avukatı hazır bulundu.
Önceki duruşmada sunduğu mütalaasını yineleyen savcı, Salman’ın suçlu bulunarak cezalandırılmasını talep etti. Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın avukatı da aynı görüşü belirterek Salman’ın cezalandırılmasını istedi.
Sanatçı İlyas Salman’ın avukatı Selen Sınmaz, Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi’nin (AİHM) Vedat Şorli kararına dikkat çekerek davanın düşürülmesini talep etti. Sınmaz, “AİHM, Türk Ceza Kanunu’ndaki ‘hakaret’ suçunun iki farklı maddede düzenlenmesini hukuka aykırı bulmuş ve iç hukukunuzu düzeltin demiştir,” dedi. Ayrıca, müvekkilinin halka mal olmuş bir sanatçı olduğunu ve hakaret kastı taşımadığını, ifade özgürlüğüne dayanarak düşüncelerini ifade ettiğini belirtti.
Mahkeme, “Cumhurbaşkanına hakaret” suçunun işlendiğine karar vererek İlyas Salman’a önce 1 yıl 2 ay hapis cezası verdi. Ancak, ceza 1/6 oranında indirilerek 11 ay 20 gün hapis cezasına düşürüldü ve ardından 7 bin lira adli para cezasına çevrildi.
Irak Başbakanı Muhammed Şiya es-Sudani’nin, Suriye Devlet Başkanı Beşar Esad’ın yakın çalışma arkadaşı Ahmed El Şara’yı Bağdat’ta yapılacak Arap Birliği Zirvesi’ne davet etmesi, ülkede büyük bir siyasi kriz başlattı. Davet, 50’den fazla Iraklı milletvekilinin sert tepkilerine yol açtı. Milletvekilleri, Şara’nın Irak’a girişinin yasaklanmasını talep ederken, bazı siyasi gruplar da Şara’nın tutuklanmasını savundu.
Sudani’nin, Katar’da gerçekleşen bir görüşmede Şara’ya resmî davetini ilettiği ortaya çıktıktan sonra, özellikle Şii siyasi bloklardan sert tepkiler geldi. Şii milletvekili Yusuf El Kalabi, “Şara’nın Irak’a girmesi, bize ihanettir” diyerek tepkisini dile getirdi. Ayrıca, Irak’taki İran yanlısı milislerin temsilcileri de tepkilerini gizlemedi. Ketaib Hizbullah Sözcüsü Ebu Ali El-Askari, davetin gerekçesini sorgularken, Asa’ib Ahl Al-Haq lideri Qais Al-Khazali, daveti “erken” buldu ve Şara’nın Irak güvenlik güçleri tarafından gözaltına alınabileceğini iddia etti.
İngiltere merkezli AmwajMedia’nın haberine göre, Katar’daki görüşme günü Telegram’da paylaşılan gizli belgeler, Şara’nın 2005-2011 yılları arasında ABD ve Irak’ta gözaltına tutulduğuna dair iddiaları içeren bilgiler sundu. Ancak, Suriyeli-Amerikalı gazeteci Hassan Hassan, bu belgelerin Irak kamuoyunu provoke etmeyi amaçladığını belirterek, belgelerde suçlama yöneltilebilecek somut delillerin bulunmadığını savundu.
Irak yargısı ise, Şara hakkında aktif bir tutuklama emri olup olmadığına dair herhangi bir açıklama yapmayı reddetti. Bu belirsizlik, ülkedeki siyasi gerginliği daha da artırmış durumda.
23 Nisan Ulusal Egemenlik ve Çocuk Bayramı kapsamında Türkiye Büyük Millet Meclisi’nde geleneksel “Çocuk Özel Oturumu” gerçekleştirildi. TBMM Genel Kurulu, bu kez çocukların sesine kulak verdi.
TBMM Başkanı Numan Kurtulmuş’un açılış konuşmasıyla başlayan oturumda, yönetim çocuk başkan ve katip üyelere devredildi. Meclis kürsüsünde konuşan çocuklar, ülkenin geleceğine dair görüşlerini özgürce ifade etti.
Oturumda söz alan bir kız öğrenci, eğitimde bilim, sanat ve spor olanaklarının artırılması gerektiğine dikkat çekti. “Bilimle, sanatla, sporla büyüyen çocuklar bu ülkenin aydınlık yarınlarını inşa edecek,” diyen küçük temsilci, çocuklara daha fazla bilim atölyesi, sanat alanı ve spor imkânı sunulması gerektiğini vurguladı.“Biz sadece kitaplarda yazanları öğrenmek değil, hayata dokunmak, üretmek, dünyayı değiştirmek istiyoruz,” ifadelerini kullanan öğrenci, konuşmasını “Egemenlik, kayıtsız şartsız milletindir” sözleriyle tamamladı.
Genç konuşmacı, Meclis kürsüsünde bir çocuk olarak sesini duyurabilmesini Cumhuriyet’e borçlu olduklarını belirterek, “Bu Gazi Mustafa Kemal Atatürk’ün bize miras bıraktığı Cumhuriyet’in eseridir. O halde bu emaneti daha da yüceltmek için hep beraber çalışalım,” dedi.
Devlet Bahçeli, yazılı bir açıklama yayımlayarak CHP Genel Başkanı Özgür Özel’i hedef aldı. Özel’in söylemlerini “sakat bir mantık” ve “skandal bir hezeyan” olarak niteleyen Bahçeli, CHP’nin muhalefet anlayışını da sert sözlerle eleştirdi.Bahçeli açıklamasında şu ifadelere yer verdi:
“CHP Genel Başkanı’nın ülkemize karşı tereddütsüz hayata geçirdiği hücum ve husumet siyasetine rağmen bu kurtuluş gerçekleşecektir. CHP’nin muhalefeti, Türkiye’yi zora sokmak üzerine planlanan müfrit ve müfsit bir muhalefettir. Demokrasi ve hukuk güvenliğimiz tehdit altındadır.”
Bahçeli, Özel’in “savaş ilanı” sözlerine ilişkin ise şu değerlendirmeyi yaptı:
“CHP Genel Başkanı’nın ‘savaş ilan ederim’ açıklaması sakat bir mantık, basiretsiz ve skandal bir hezeyandır. Kime savaş ilan edeceği, bu savaşı kiminle yapacağı, ne için savaşacağı belli değildir. Eğer ısrarla savaş ilanı için muhatap arıyorsa, biz buradayız. Nasıl savaşılır, nasıl mücadele edilir, savaş ilanının vahim sonuçları nasıl olur; bunu bihakkın gösterecek kudret ve kararlılıktayız.”
Bahçeli ayrıca, CHP’nin Türk yargısına saygı göstermesi gerektiğini belirterek sokak hareketlerine tepki gösterdi.
Bahçeli’nin çıkışına CHP Genel Başkanı Özgür Özel’den kısa sürede yanıt geldi. Basın mensuplarına konuşan Özel, açıklamalarının yanlış anlaşıldığını belirtti:
“Savaş ilan ediyoruz demedim, yapılanı savaş ilanı kabul ederim dedim. Gazi’nin partisi savaş ilan etmez. Ne Trump’tan ne bir başka süper güçten… Benim savaşım niye seninle olsun?”
Özel ayrıca Bahçeli’nin sağlık durumu üzerinden siyasi tartışma yürütmeyeceğini de ifade ederek,
“Dün ayakta videosunu gördük. Bu kürsüde söylemiştik, Sayın Bahçeli ayağa kalkana kadar bir şey söylemeyeceğiz. Kültürümüzde yok hastayla uğraşmak,” dedi.
Sosyal medya hesabından açıklama yapan Bakan Tunç, hükümlülerin kapalı cezaevinden açık cezaevine geçiş şartlarının Ceza ve Güvenlik Tedbirlerinin İnfazı Hakkında Kanun’un 89. maddesi ile Gözlem ve Sınıflandırma Merkezleri ile Hükümlülerin Değerlendirilmesine Dair Yönetmeliğin 16/1 ve 16/2. maddeleri çerçevesinde uygulandığını belirtti.Bakan Tunç açıklamasında, “Adı geçen hükümlü, aldığı mahkûmiyet kararının infazı için 18.07.1997 tarihinde kapalı ceza infaz kurumuna giriş yapmış, 27 yıl 4 ay süreyle kapalı ceza infaz kurumunda infazı gerçekleşmiş olup, ilgili hükümlünün açık ceza infaz kurumunda cezasının infazı devam etmektedir” ifadelerine yer verdi.
Hükümlü Abdullah Önen’in ceza infaz sürecinin mevcut mevzuat hükümleri doğrultusunda yürütüldüğünü belirten Tunç, “Mektup yazdığı için açık cezaevine geçtiği yönündeki iddialar kesinlikle gerçeği yansıtmamaktadır” dedi.Tunç ayrıca, söz konusu iddiaları kamuoyuna yansıtan kişi veya kişiler hakkında, Türk Ceza Kanunu’nun 217/A maddesi uyarınca “halkı yanıltıcı bilgiyi alenen yayma” suçundan adli soruşturma başlatıldığını duyurdu.
Veri politikasındaki amaçlarla sınırlı ve mevzuata uygun şekilde çerez konumlandırmaktayız. Detaylar için veri politikamızı inceleyebilirsiniz.